Dünden Bugüne: Türkiye Cumhuriyeti’nde KADIN

Ela Köksal - 20/09/2023

 

Cumhuriyet'in ilk yıllarında modernleşme sürecinin getirdiği reformlara, devrimlere karşı gösterdikleri olumlu tavırları, gelişime açık yanları ve topluma katkılarıyla Türk kadını öncü olma potansiyelini açıkça ortaya koymuştur. İsviçreli kadınlardan 36, Fransızlardan 11 ve Belçikalılardan 14 yıl önce seçme ve seçilme hakkını kazanan Türk kadınları, Atatürk'ün eğitim ve istihdam alanındaki devrimleri sayesinde Cumhuriyet’in ilk yıllarında temel hak ve özgürlükler anlamında çağdaşlarının önünde oldular. Ancak bu ivme Cumhuriyet’in ilerleyen yıllarında sürdürülemedi.

Eğitimde ve iş yerinde cinsiyet ayrımcılığı gibi sorunların yanı sıra kadınlarımız, ekonomik özgürlük ve istihdam alanlarında da zorluklarla karşılaştı. Türkiye’de kadın erkek eşitsizliğine dikkat çeken çarpıcı bilgilerden bazıları şu şekilde;

● Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) son yaptığı araştırmalara göre, Türkiye'de kadınların istihdama katılım oranı üye ülkeler içerisinde en sonda yer alıyor. İzlanda’nın yüzde 77 ile ilk sırada olduğu sıralamaya göre OECD ortalaması yüzde 59 iken Türkiye'de bu oran sadece yüzde 26-29 civarında.

● İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü verilerine göre, Türkiye’de kadınların yüzde 70’i herhangi bir gelire sahip değil ve 20 milyon kadın ekonomik özgürlüğü olmadan yaşıyor.

● TÜİK 2022 verilerine göre, nüfusun 49,9'u kadın olmasına rağmen kadın büyükelçi oranımız yüzde 27.2, kadın milletvekili oranımız yüzde 17.3, yükseköğretimde görevli profesör kadın sayımız ise yüzde 33.2 oranında.

Araştırmalardan da görüldüğü üzere Türkiye toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda Avrupa ülkelerinin gerisinde kalsa da bu farkı önümüzdeki yüzyılda kapamak için gerekli altyapılara sahip. TÜİK verilerine göre, 2022 yılında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan kadınların oranı yüzde 87,3’e ulaştı. Avrupa Komisyonu tarafından yapılan araştırmalara göre bu sayı Avrupa Birliği ülkeleriyle aynı seviyede. Eurostat verilerine göre ise yüzde 20,7 oranı ile yönetici pozisyonundaki kadın sayımız Kıbrıs (yüzde 19) ve Lüksemburg (yüzde 21) gibi Avrupa ülkelerine çok yakın. Bunların yanı sıra kadınların eğitime ve iş dünyasına erişimini arttırmayı amaçlayan projelerin yaygınlaşması, Türkiye’de cinsiyet eşitliği sağlama amacına umut oluyor.

Ümit Boyner gibi önde gelen iş kadınlarının toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki projeleri önümüzdeki yüzyılda kadın gücü potansiyelini kullanmak için büyük önem taşıyor. Ümit Boyner, Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmasının yanı sıra TÜSİAD ve KAGİDER gibi kuruluşların bir parçası olarak kadınların istihdam sağlamalarına yardım eden ve kadınların eğitimlerini sürdürmelerini teşvik eden projeler yürütüyor. Bu projelerden en çarpıcı olanı toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir seçenek değil, bir hak olduğunu gündeme getirmeye devam eden 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kampanyalarıdır.

Cumhuriyet’in 100’üncü yılında kadınların temel hak ve özgürlükleri için mücadelelerinin hala devam ettiğini belirten Ümit Boyner MARKA Konferansı’nda, “Cumhuriyet Kadınından, Kadınların Cumhuriyetine” başlıklı konuşmasında dünden bugüne kısa bir bakışla Boyner Grup’un yaklaşık 15 yıldır cinsiyet eşitliği üzerine yürüttüğü farkındalık kampanyalarını paylaşacak.